//-->

[islami bilgiler] [islam tarihi ] [islam devletleri] [islam ve ahlak] [kuran'da cennet] [kuran'da cehennem]

Kosova

Balkanlar çok farkli etnik kitleleri bünyesinde bulunduran bir bölge. Üstelik bu etnik unsurlarin her biri belli bir cografi parça üzerinde toplanmiş degil. Bu yüzden bölgenin etnik haritasini çikarirken kesin ve net sinirlar belirlemek mümkün olmuyor. Birçok bölgede farkli etnik unsurlar bir arada yaşiyor.


Kavmiyetçilik fitnesinin bugünkü kadar etkili olmadigi dönemlerde bu bölgedeki halklar arasinda ciddi sorunlar yaşanmiyordu. Özellikle Osmanli döneminde bölgeye hakim kilinan adalet bütün etnik unsurlari kuşattigi ve halklara karşi herhangi bir kültürel asimilasyon ya da dini dayatma söz konusu olmadigi için bölgenin etnik mozaik niteligi taşimasindan kaynaklanan ciddi sorunlar yaşanmiyordu. Ancak Bati Avrupa'nin kişkirtmasi neticesinde patlak veren Balkan Harbi sonrasi Osmanli'nin bölgeden çekilmesiyle birlikte bölgede belli etnik unsurlarin hakimiyetleri esasina göre şekillenen devletlerin ve devletçiklerin ortaya çikmasi pek çok problemi de beraberinde getirdi.

Özellikle Sirplarin bölgede güçlü bir hakimiyet kurma ve diger etnik topluluklari sömürme anlayişlari yillardan beridir Kosova'da da önemli acilarin yaşanmasina sebep olmaktadir. Bu acilarin en önemli sebebi ise insanlarin sirf etnik kimliklerinden ve inançlarindan dolayi horlanmalari, aşagilanmalari, ikinci sinif insan muamelesine, baskiya ve zulme maruz birakilmalaridir.

Kosova aslinda Islam aleminin uzun yillardan beri kanayan yaralarindan biridir. Ancak son zamanlarda Sirp zulmünün bu beldeyi iyice kuşatmasi üzerine bu mesele dünya kamuoyunun gündeminde daha çok yer almaya başladi.

1991'de Yugoslavya'nin dagilmasiyla beş bagimsiz cumhuriyet kurulmasina ragmen, Kosova'da önder konumunda olan bazi kesimlerin pasif davranişi ve halki bariş yoluyla amaca ulaşma gibi senaryolarla oyalamalari sonucu Kosova bagimsizligini kazanamadi. Ancak Kosova'daki özelde Arnavut kökenliler genelde tüm Müslümanlar sürekli Sirp baski ve dayatmalariyla karşi karşiya kaldilar. 27 - 28 Şubat 1998'de Sirp askerinin ve polislerden onlara yardimci olanlarin Kosova'nin Drenitsa bölgesine saldirarak, onlarca Arnavutu öldürmesi bölgede sicak çatişmalarin başlamasina yol açti.

Daha sonra Sirplarin zulüm ve işkencelerini tam anlamiyla bir katliama dönüştürmeleri Kosova'da ciddi bir insanlik draminin yaşanmasina yol açti. Ama yaşanan bu önemli olaylara maalesef dünya sessiz kalmayi tercih etti. Olaylarin katliam boyutlarina ulaşmasiyla biraz sesini yükseltmek zorunda kalan Avrupa görünüşte Kosova meselesiyle ilgileniyormuş havasi estirmesine ragmen oradaki kan ve gözyaşinin durmasi için söze gelir bir adim atmadi.

NATO yetkililerinin: "Sirp'lara tanidigimiz şu kadar süre içinde sorunun çözümü için girişimde bulunmazlarsa askeri müdahalede bulunabiliriz" şeklindeki göstermelik açiklamalarinin ardindan Sirplarin çekiliyormuş görünümü vererek masa başi görüşmeleriyle olayi geçiştirmeleri, NATO yetkililerinin olaya yaklaşimlarinin esip de yagmayan hafif rüzgarlardan farkli olmadigini ortaya çikardi.

Işin gerçeginde Avrupa Birligi, NATO ve ABD, Kosova meselesinin kendi kontrolleri dişinda bir mecraya dogru akmasini önlemek amaciyla tümüyle olayin dişinda kalmak istemiyorlar. Meseleye gerçekçi ve kalici bir çözüm bulmak için çaba sarf etmekten ziyade Sirp zulmünün magdur ettigi insanlarin tamamen kendi kucaklarina oturmalarini saglamak için zemini ve şartlari hazir hale getirmek istiyorlar. Bu arada uzaktan kumanda edebilecekleri bazi tipleri de hadisenin tam merkezine oturtmak için biraz zamana ihtiyaç oldugunu düşünüyorlar.

Biz bu dosyamizda sizlere Kosova hakkinda ayrintili bilgiler verecek, Kosova dramini degişik boyutlariyla gözler önüne sermeye çalişacagiz.

Kosova Hakkinda Genel Bilgiler

Yugoslavya Federasyonu dagilmadan bir süre öncesine kadar alti cumhuriyetle iki özerk bölgeden oluşuyordu. Cumhuriyetler: Sirbistan, Bosna - Hersek, Slovenya, Hirvatistan, Karadag ve Makedonya; özerk bölgeler ise Voyvodina ile Kosova'ydi.

1989'da Kosova'nin özerk statüsü kaldirilarak tamamen Sirbistan'a ilhak edildi. 1991'de Yugoslavya Federasyonu dagilma sürecine girdi ve Slovenya, Hirvatistan, Makedonya ve Bosna - Hersek bagimsizligini ilan etti. Sirbistan ile Karadag ise Yeni Yugoslavya Federasyonu'nu oluşturdu. Kosova, özerk statüsü kaldirilmiş oldugundan bu kurulan yeni federasyonun sinirlari içinde ve Sirbistan Cumhuriyeti'nin bir parçasi olarak kaldi.

Cografi konumu: Kosova, kuzeyden ve dogudan Sirbistan, kuzeybatidan Yeni Yugoslavya Federasyonu'nun ikinci üyesi Karadag tarafindan kuşatilmiş durumdadir. Güneyinde Makedonya, batisinda ise Arnavutluk bulunmaktadir. Bu durum dolayisiyla Sirp zulmünden kaçan Kosovalilar Arnavutluk ve Makedonya'ya siginmaktadirlar. Bu iki ülkenin Kosova meselesi karşisindaki tutumlarindan aşagida söz edecegiz.

Nüfusu, dini ve etnik yapisi: Kosova'nin nüfusu yaklaşik iki milyonu bulmaktadir. Bu nüfusun yaklaşik % 90'i Müslümandir. Müslümanlarin da % 80'ini Arnavutlar oluşturmaktadir. Müslümanlarin geriye kalan kisminin büyük çogunlugu Türk, az bir kismi Çingene asillidir. Müslüman olmayanlarin çogunlugu Sirp asillidir. Sirp asillilar buraya genellikle sonradan yerleştirilmişlerdir. Bu itibarla kirsal alanda Sirp asillilara pek rastlanmaz. Sirplar başkent başta olmak üzere büyük şehirlerde ikamet etmektedirler.

Başkenti: Kosova eski Yugoslavya Federasyonu'nun dagilmasindan kisa bir süre öncesine kadar özerk oldugundan resmen taninmiş bir başkenti bulunuyordu. Burasi da Priştine'ydi. Ancak daha sonra özerkligi kaldirildigindan Priştine'nin bugün resmiyette bir başkent özelligi bulunmamaktadir. Ancak Priştine yine de Kosova bölgesinin bir merkezi durumundadir. Halk bu şehri bir merkez olarak tanidigi gibi, devletin bölgeyle ilgili önemli daireleri, askeri merkezleri ve egitim kurumlari bu şehirde bulunmaktadir.


Priştine'nin nüfusu yüz bin civarindadir. Başkent Priştine birbirinden çok farkli özelliklere sahip iki bölümden oluşmaktadir. Sirplarin oturdugu yeni bölgesinde modern hizmetlerle donatilmiş ve çok katli apartmanlarin bulundugu siteler dikkati çekerken, Müslümanlarin yogun oldugu kesimde genellikle bir veya iki katli eski binalar ya da yeni gecekondular dikkati çeker. Bu kesim altyapi hizmetlerinden de mahrumdur.

Ekonomik durumu: Kosova, Sirplarin maksatli politikalari sebebiyle ekonomik yönden geri birakilmiş bir bölgedir. Bölgenin kirsal kesiminde oturan Müslümanlar genellikle tarim ve hayvancilikla ugraşmaktadirlar. Şehirlerde Müslümanlar arasinda işsizlik hakimdir. Işsizlik yüzünden başkent Priştine'nin parklarini, cami bahçelerini boş dolaşan insanlar doldurur. Işsizlik dogal olarak beraberinde fakirligi getirmektedir.

Işsizler ordusunu oluşturanlar sadece vasifsiz elemanlar degildir. Çok sayida üniversite mezunu da, Sirp yönetiminin maksatli uygulamalari yüzünden iş bulamamakta, iş bulabilenlerin birçogu da daha sonra işten atilarak işsizler ordusuna dahil edilmektedir. Bundan dolayi Müslümanlar arasinda fakirlik orani yüksek, gelir düzeyi düşüktür. Ancak Sirp yönetimi bu konudaki gerçek bilgileri ve istatistikleri açiklamaktan kaçinmaktadir.

Stratejik durumu: Dünyanin degişik yörelerine dagilmiş durumdaki Arnavutlarin en yogun olarak yaşadiklari bölge Balkanlarin güney kesimidir. Bu bölgede 6 milyona yakin Arnavutun yaşadigi tahmin edilmektedir. Bu kitle üç ayri ülkeye yayilmiştir: Arnavutluk, Makedonya ve Yugoslavya. 3,9 milyon nüfusa sahip olan Arnavutluk'ta halkin % 95'ten fazlasi Arnavuttur. Iki milyon iki yüz bin nüfusa sahip olan Makedonya'da sekiz yüz bin civarinda Arnavut bulunmaktadir. Bu sayiyla Arnavutlar, Makedonya nüfusunun % 35'ini oluşturmaktadirlar.

Yugoslavya sinirlari içinde yaşayan Arnavutlar ise genellikle Kosova'da toplanmişlardir. Bu bölgede ise Arnavutlarin sayisi etnik oranlarla ilgili olarak verdigimiz bilgilerden de anlaşilacagi üzere yaklaşik 1,4 milyonu bulmaktadir. Arnavutlar sadece Kosova'da degil Makedonya'da da etnik ayrim politikasina ve haksizliga maruz kalmaktadirlar. Bu yüzden bölgede yaşayan Arnavutlar arasinda tüm Arnavutlarin tek bir devlet çatisi altinda birleştirilmesi gerektigi düşüncesi etkilidir.

Bu düşüncenin en çok etkisini gösterdigi bölge ise Kosova'dir. Bu açidan Kosova bölgede büyük bir Arnavut devletinin kurulmasi konusunda önemli bir stratejik konum arz etmektedir. Arnavutlarin tek bir devlet çatisi altinda bir araya gelmelerine ise Bati ülkeleri, NATO ve bölge ülkeleri içinde böyle bir gelişmeden birinci derecede etkilenecek olan Makedonya karşi çikmaktadir. Bati'nin ve NATO'nun Kosova dramina duyarsiz kalmasinda bölgedeki tüm Arnavutlarin tek bir devlet çatisi altinda birleşebilecekleri endişesinin önemli rolü oldugunu söyleyebiliriz.

Dini durumu: Kosova halkinin % 90'inin Müslüman, onlarin da % 80'inin Arnavut oldugunu söylemiştik. Arnavutluk Arnavutlari arasinda yaklaşik % 30 oraninda hiristiyan, % 20 - 25 oraninda da bektaşi bulunmakla birlikte Kosova Arnavutlarinin tamamina yakini Müslümandir. Ancak Kosova Müslümanlari dini bilgi ve bilinç yönünden Makedonya Arnavutlarindan geri durumdadirlar. Bunun bizim gördügümüz kadariyla dört önemli sebebi var: Birincisi bu bölgedeki Arnavutlarin sürekli etnik ayrimciliga tabi tutulmalari, kendilerine yönelik baski ve şiddette özellikle etnik kimliklerinin hedef alinmasidir.

Ikinci sebep birtakim diş güçlerin Arnavut milliyetçiligini temel felsefe ve anlayiş olarak benimsemiş olan Ibrahim Rugova'yi dünyaya Kosova Arnavutlarinin lideri olarak lanse etmeleri ve Kosova meselesiyle ilgili olarak onu kendilerine muhatap almalaridir. Bu tutum dogal olarak Kosova Arnavutlarini, Rugova'ya yaklaşmaya, sorunlarini diş dünyaya taşima konusunda onu bir sözcü gibi görmeye zorlamiştir. Bu zorlama ise Rugova zihniyetinin propaganda ve etkinlik gücünü artirmiştir.

Üçüncü sebep ise Kosova Arnavutlarinin büyük çogunlugunun, kurtuluşu Balkanlar'daki tüm Arnavutlarin birleşerek tek bir devlet çatisi altinda bir araya gelmekte ve bölgede kendilerini hedef alan tüm baskici tutumlara bu devlet vasitasiyla karşi koymakta görmeleridir. Dördüncü sebep ise bu bölgedeki Müslümanlarin Islam'i yeterince bilmemeleri, özellikle Eski Yugoslavya Federasyonu döneminde uygulanan baskilar yüzünden Islam'in itikadi ve ameli boyutu hakkinda büyük ölçüde cahil birakilmiş olmalaridir. Fakat bu arada şunu da belirtelim ki, Kosova Müslümanlari arasinda Arnavut milliyetçiliginin etkin olmasi kitle tabaninin Islami duyarliligini fazla yipratmamiştir.


Halk yukarida saydigimiz sebeplerden dolayi Arnavut milliyetçiligine ilgi duysa da, Islam'i ögrenme ve yaşama konusundaki gayreti de günden güne artmaktadir. Özellikle son dönemde fiili mücadeleden yana olan Kosova Kurtuluş Ordusu'nun Ibrahim Rugova hareketine alternatif güç olarak ortaya çikmiş olmasinin da olumlu etkileri olmaktadir. Kosova Kurtuluş Ordusu'nun homojen yapiya sahip ve tümüyle Islami duyarliligi öne çikaran bir cihad hareketi oldugunu söylemek şimdilik zor. Ama buna açik oldugunu, bilhassa gençleri Islami yönden bilgilenmeye yönelttigini söyleyebiliriz.

Kosova Sorununun Genel Bir Tahlili

Bilindigi üzere Kosova bugünlerde oldukça önemli gelişmelere şahit oluyor. Sirplar, Bosna - Hersek'te yaptiklarina benzer bir şekilde Kosova'da da bir soykirim gerçekleştirmeye çalişiyorlar.

Bugün sicak bir döneme giren Kosova meselesini hem dahili hem de harici yönden tahlil etmek gerekiyor. Dahili açidan baktigimizda meselenin merkezinde Arnavutlar görünmektedir. Çünkü bölgede zulüm özellikle Arnavutlar üzerinde yogunlaşiyor. Işin gerçeginde Sirplarin zulüm ve şiddeti sadece Arnavutlara degil Müslümanlarin tümüne yöneliktir. Bosna - Hersek'te yapilan zulüm onlarin gerçekte Müslümanlari hedef aldiklarini belgelemektedir.

Çünkü onlarin düşmanliklari sadece etnik ayrimciliga dayaniyor olsaydi Bosna - Hersek halkiyla bir sorunlarinin olmamasi gerekirdi. Zira kendilerine Boşnak denen halk etnik olarak Sirplarla ayni kökene dayanmaktadir. Boşnakça denilen dilleri de Sirpçaya çok yakindir. Ancak Sirplarin Bosna - Hersek'te yillar süren bir savaş sürdürdükleri ve insanlik tarihi açisindan utanç verici katliamlar gerçekleştirdikleri biliniyor. Bugün Kosova'da zulümlerini Arnavutlar üzerinde yogunlaştirmalarinin en önemli sebebi hedefi teke indirmeye çalişmaktir. Bu amaçla bölgede yaşayan Türklerle işbirligi içine girmeye kalkiştilar. Ancak Türkler onlarin bu oyunlarina gelmediler.

Sirplarin baski ve şiddetlerini özellikle Arnavutlar üzerinde yogunlaştirmalarinin en önemli sebeplerinden biri de Arnavutlarin bölgede bir birlik oluşturma ve bütün bölge Arnavutlarini tek çati altinda toplayacak tek devlet kurma hedeflerinin olmasidir. Sirplar bu hedefi kendi açilarindan ciddi bir tehdit olarak görüyor, dolayisiyla Arnavutlarin bölgede güç kazanmasina ve kendi aralarinda iş birligi içine girmelerine engel olmaya çalişiyorlar.

Meselenin dahili yönüyle ilgili bir konu da Sirplarin zulümlerini Arnavut kökenliler üzerinde yogunlaştirmalarini bazilarinin, kendi kavmiyetçi ideolojilerini halka kabul ettirebilmek için malzeme olarak kullanmalari yani istismar etmeleridir.

Bununla kastettigimiz tabii ki Arnavut kavmiyetçiligidir. Oysa meseleye kavmiyetçi bir anlayişla degil ümmet bilinciyle yaklaşilmasi daha kalici ve istikrarli çözümler getirilmesine vesile olur. Bugün Bati toplumlarinin ve ülkelerinin kendi aralarinda global bir yapi oluşturabilmek için çok basit ortak yönlerini bile degerlendirdiklerini görürken Müslüman toplumlari birbirine baglamada en büyük fonksiyon icra edecek inanç baginin ihmal edilerek etnik kimliklerin öne çikarilmasi hiç de akillica bir yaklaşim degildir.

Ayrica bugün Islam aleminin içinde bulundugu zilletin en önemli sebebi parçalanmişlik, parçalanmişligin en önemli sebebi ise kavmiyetçilik fitnesidir. Bugün Kosova meselesiyle ilgili olarak sahnede görünenler içinde Arnavut kavmiyetçiligini en çok öne çikaran lider ise Demokrat Parti'nin başkani Ibrahim Rugova'dir. Rugova'nin kimlik ve zihniyetinden aşagida daha ayrintili olarak söz edecegiz. Ancak Kosova cumhurbaşkani olarak lanse edilen Rugova'nin Islam karşiti, laik ve Batici tutumuyla taninan biri oldugunu hatirlatmakta yarar görüyoruz.

Meselenin dahili yönünün önemli bir cephesini de Kosova Kurtuluş Ordusu oluşturmaktadir. Yukarida sözünü ettigimiz Rugova genellikle masa başi çözümlerden yana bir tavir izlediginden veya bu tavriyla öne çiktigindan basin yayin organlarinca genellikle "Kosova'nin Gandi'si" olarak nitelendirilmektedir.

Ancak Kosova Kurtuluş Ordusu askeri çözümden yana bir tavir ortaya koydu. Bu yüzden Rugova'yla bu teşkilatin yollari ayrildi. Kosova Kurtuluş Ordusu (UÇK)'nun, mensuplari açisindan karma bir yapiya sahip oldugunu ancak genel yapida Islami bir duyarliligin etkin oldugunu saniyorum. Rugova'yla UÇK'nin yollarinin ayrilmasinda bu duyarliligin da belli bir etkisi olabilir. Ama zaman içerisinde Islami bilinçlenmenin daha etkili olacagini söylemek mümkün. Nitekim Bosna - Hersek'teki cihadin da oradaki çarpişmalara katilanlarin Islami yönden bilinçlendirilmelerinde önemli rolü olmuştur.

Kosova meselesinin harici yönüyle ilgili olarak özetle şunlari söylemek mümkün: Arnavutluk yönetimi Kosova davasini ulusal bir dava olarak gördügünden sahip çikma zorunlulugu duyuyor. Kosova'nin en önemli bir kapisi olan Makedonya, Arnavutlarin bölgede belli bir güç oluşturmasini istemiyor.

Bu yüzden her ne kadar Kosovali mültecilere kapilarini açiyorsa da Kosova'nin bagimsiz olmasini yahut Arnavutluk'la birleşmesini istemiyor. Balkan ülkeleri üzerinde hala belli bir etkinligi olan Rusya'nin Yugoslavya'ya sahip çiktigi bu yüzden uluslararasi platformda Yugoslavya'ya baski niteligi taşiyan uygulamalarin önüne geçtigi biliniyor. ABD ve Avrupa'nin tavri ise samimiyetten uzak bir oyalama politikasinin ötesine geçmiyor. Aşagida bu konularda daha ayrintili bilgiler verecegiz

Kosova'nin birçok yönden; Bosna-Hersek'in iç savaş esnasinda karşi karşiya kaldigi durumdan daha zor durumda oldugunu dile getirmek zorundayiz.

Çünkü Bosna - Hersek'te iç savaş başladiginda, dagilmiş olan Yugoslavya Federasyonu'nun Sirbistan ve Karadag cumhuriyetlerini bir araya getiren Yeni Yugoslavya, Bosna - Hersek'teki olaylara dogrudan askeri müdahalede bulunma hakkini kendinde göremiyordu. Sadece oradaki Sirp isyancilara silah ve lojistik destek veriyordu. Ancak Kosova'yi kendi topraklarindan bir parça ve kendi yönetiminde bir bölge, oradaki bagimsizlik mücadelesini de bir terör olarak nitelendiriyor ve o bölgeye istedigi kadar asker sevk edebiliyor.

Ikinci olarak, Kosova'nin hemen yani başindaki Makedonya'da da genelde Müslümanlara özelde Arnavutlara baski var.


Bu baski yüzünden bu ülkede geçtigimiz yillarda önemli gerginlikler ve bazi çatişmalar yaşandi. Makedonya yönetimi, Arnavutlarin bölgede bir güç birligi oluşturmalarinin kendi aleyhine olacagini düşündügünden Makedonya Arnavutlarinin Kosova halkina yardimci olmalarini sürekli engellemeye çalişacaktir. Makedonya sadece Sirp zulmü dolayisiyla yurtlarini terk etmek zorunda kalan mülteci durumundaki Arnavutlara insani yardim ulaştirilmasina firsat vermektedir ki bunu da bazi siyasi ve ekonomik çikarlari sebebiyle yapmaktadir.

Kosova halkina dogrudan destek verilmesine imkan saglayacak tek sinir ülkesi Arnavutluk'tur ki, bu ülke de bir iç savaştan çikmiş oldugundan bazi dezavantajlari bulunmaktadir. Ayrica Sirplar, Arnavutluk üzerinden insan gücü destegi saglanmasina firsat vermemek için Kosova - Arnavutluk sinirini siki bir denetim altinda tutmaya çalişmaktadirlar.

Kosova'nin Arnavutluk ve Makedonya dişindaki bütün sinirlari Yeni Yugoslavya tarafindan çevrildiginden başka bir yoldan buraya destek verilmesi mümkün degil.

Ayrica Aliya Izzetbegoviç, Islami hassasiyeti, davaya bagliligi ve ciddiyeti açisindan Bosna - Hersek Müslümanlari için önemli bir şahsiyet ve birleştirici bir liderdi. Yani Bosna - Hersek Müslümanlari için bir şansti. Ayni şeyleri Ibrahim Rugova için söylemek mümkün degil.

Sirplarin, Kosova'daki bagimsizlik ruhunu öldürmek ve oradaki Müslümanlari bütünüyle ikinci sinif vatandaşlik muamelesine razi etmek için saydigimiz şartlari degerlendirmeye çaliştiklarini saniyoruz.

Bu gibi olumsuzluklarla karşi karşiya olan Kosova halkina en büyük destegi Müslüman kamuoyu verecektir. Kamuoyunun bu meseleye duyarli davranmasi yönetimleri de meseleyle ilgilenmeye ve Sirp yönetimine karşi diplomatik baski yollarini kullanmaya zorlayacaktir.

Amerika'nin ve Avrupa ülkelerinin Bosna - Hersek meselesinde önce oyalama politikasi izlediklerini daha sonra milyonlarca Müslümanin yurdunu terk etmek zorunda kalmasi, binlercesinin şehid edilmesi neticesinde bellerini dogrultmalarinin hayli zor olacagini, siyasi otoritede Sirplara ve Hirvatlara da önemli yer vermek zorunda kalacaklarini anlamalarindan sonra müdahale ettiklerini gördük. Avrupa ülkeleri, Avrupa'da bir Müslüman otoritenin ortaya çikmasini istemediklerinden Kosova konusundaki tavirlarinin da aynen Bosna - Hersek meselesinde oldugu gibi samimiyetten uzak kaldigini saniyoruz.

Makedonya'daki Hayir Başagi Dernegi'nin başkani ve çok degerli bir dostumuz olan Ziya Abdiu ile Bosna - Hersek'teki savaşin sonlarina yaklaştigi siralarda yaptigimiz bir görüşme esnasinda Kosova meselesini de sormuştuk ve bize şu cevabi vermişti: "Sirplar Slovenya'nin bagimsizlik isteklerine silahla karşilik verdiler ve burada bir savaş başladi. Slovenya'da savaş bitti hemen arkasindan Hirvatistan'da bir savaş başladi. Hirvatistan'daki savaşin bitmesinin hemen arkasindan da Bosna-Hersek'te savaş başladi.

Bosna-Hersek'teki savaşin da önümüzdeki ay içinde bitecegi söyleniyor. Bosna-Hersek'teki savaşin bitmesinin ardindan silahlarini Kosova ve Sancak Müslümanlarina çevirecekleri kesindir. Üstelik onlar Kosova'da işlerinin daha da kolay olacagini düşünüyorlar. Çünkü Bosna-Hersek'te Müslümanlar, Sirplar ve Hirvatlar karişik halde yaşiyorlardi. Dolayisiyla hedef belirlemekte bazen güçlük çekiyorlardi. Kosova'da ise halkin % 90'i Müslüman. Dolayisiyla ne tarafa ateş etseler, nereye bomba atsalar Müslümanlarin hedef olacagini düşünüyorlar.

Ayrica BM teşkilatinin "bariş gücü" adi altinda Makedonya'ya 760 asker göndermesi de bu konuda bir sinyaldir. Makedonya'da savaş yokken BM'nin buraya asker göndermesinin başka bir izahi olamaz. Işin asil ilginç tarafi ise bu askerlerin Arnavutluk - Makedonya sinirina yerleştirilmesidir.

Şu anda Arnavutluk ile Makedonya arasinda herhangi bir sürtüşme yokken BM tarafindan Arnavutluk - Makedonya sinirina asker yerleştirilmesini nasil izah edebilirsiniz? Bunun tek izahi vardir: BM, Sirplarin Kosova'da savaşi başlatmalari durumunda Arnavutluk - Makedonya sinirini kapatarak Kosova Müslümanlarina yardim etmek isteyen Arnavutluk vatandaşlarinin bu siniri geçmelerini önlemek için hazirlik yapmaktadir.

Ancak Kosova'daki Müslüman kardeşlerimiz öldürülürken biz Makedonya'da öyle oturacak degiliz. Bunun yani sira Kosova halkinin çogunlugu Arnavuttur. Dolayisiyla Arnavutluk hükümeti Sirplarin Kosova'ya saldirmalari durumunda kendisinin bu halka yardim edecegini bildiriyor. Bütün bu sebeplerden dolayi Kosova'da başlatilacak bir savaş bütün bölgeyi saracaktir.

Sirplarin Kosova'da savaş başlatmalari durumunda Arnavutluk bir Pakistan görevi görecektir. Yani Afganistan Müslümanlari açisindan Pakistan'in fonksiyonu ne idiyse Kosova Müslümanlari açisindan da Arnavutluk'un fonksiyonu o olacaktir.

Bunun yani sira birbiri peşinden degişik cephelerde savaşmak zorunda kalan Sirp askerleri de artik moral bakimindan iyice yiprandi. Bu yüzden Kosova cephesinin Sirplari epey zorlayacagina inaniyoruz. Ancak bizi endişeye sokan husus buralarda yaşayan Müslümanlarin silah bakimindan zayif olmalaridir. Müslümanlar gerek maddi imkanlarinin yeterli olmamasi ve gerekse üzerlerinde agir bir baski olmasi sebebiyle silah temin edemiyorlar."

Istanbul'da gerçekleştirilen Balkan Halklari Konferansi'nda da Kosova meselesiyle ilgili olarak gerçekten önemli ve ciddiye alinmasi gereken bilgiler verilmişti. Büyük bir ilgiyle izledigim bu konferansta Kosova meselesiyle ilgili olarak verilen bazi bilgileri aktarmakta yarar görüyorum.

Makedonya Demokratik Refah Partisi başkan yardimcisi Sami Ibrahimi, Kosova konusunda şunlari söylemişti: "Kosova işgal altindadir. Sirplar Kosova'yi bloke ettiler. Kosovalilar en temel ihtiyaçlarini bile zorla elde edebiliyorlar. Onlara hayvan muamelesi yapiliyor. Sirplar Kosova'da bütün insanlara zulümle muamele ediyorlar. Kosova savaşa hazir degil. Biz savaş istemiyoruz. Kosova meselesi barişla çözülmeli. Kosova'nin % 80'i Arnavuttur. Avrupa'nin yaptigi; bir maçin sonucunu vermek gibi ölü sayilarini vermek dişinda bir şey degildir. Sirplara savaş suçlulari yaftasini yapiştirmak yetmez. Onlar Sirplari havaalanlarinda kirmizi halilar üzerinde karşiliyorlar."

Makedonya Reisu'l-Ulemasi da şöyle demişti: "Kosova bugün Sirp işgali altindadir. Avrupa ya bu işgalin son bulmasi için çalişmali ya da sonucun vebalini üstlenmelidir. Müslümanlarin selam ifadeleri bile onlarin barişçi olduklarinin göstergesidir."

Ibrahim Rugova Kimdir?

Türkiye'de Kosova'daki halk hareketi gündeme getirilince ilk akla gelen isim Ibrahim Rugova oluyor. Ben Kosova'yi ziyaret ettigimde bu şahis ve onun liderligini yaptigi Demokrat Parti hakkinda bazi bilgiler almiştim. Bu şahis Islam bilincinden uzak bir Arnavut kavmiyetçisi. Ama ne yazik ki birtakim siyasi oyunlar neticesinde bu kişi karizmatik şahsiyet haline getirildi ve Kosova halkinin bagimsizlik mücadelesinin lideri olarak dünyaya lanse edildi. Kosova'da güvendigimiz bazi Müslümanlardan, Ibrahim Rugova'nin: "Bizim Avrupa'ya iltihak etmemiz konusunda Islam bir engel teşkil ediyor. Şu halde Islam'i birakarak Avrupa'ya iltihak edelim" diye bir söz sarf ettigini duymuştum.

Rugova'nin yakin çevresindeki Arnavut kavmiyetçileri arasinda Islam'in Arnavutlarin gerçek dini olmadigini, Türkler tarafindan zorla kabul ettirildigini iddia edenlerin bulundugunu da duymuştum. Bilinçli Müslümanlar Rugova'yi ve partisini desteklemiyorlar. Ama birtakim uluslararasi güçlerin ve Avrupa'nin işine geldiginden dolayi karizmatik şahsiyet haline getirildiginden yeterli Islami bilince sahip olmayan veya Rugova'yi yeterince tanimayip onu bagimsizlik mücadelesinin lideri gibi gören kitleler destekleyebiliyorlar.

Rugova'nin arkasinda kalabalik bir kitlenin oluşmasinda birkaç önemli etken var: Birinci olarak Kosovali Arnavutlarin çogu Sirp zulmü karşisinda ancak toplu direnişin sonuç verecegine dolayisiyla tek bir liderin arkasinda ve ayni safta birleşerek topluca mücadele etmek gerektigine inaniyor.

Bugün için Rugova adeta ulusal bir lider haline getirildiginden dolayi da onun peşinden sürükleniyor. Ikinci olarak Kosova halki Tito zulmü döneminde diger Yugoslavya Müslümanlari gibi Islami egitimden mahrum birakildi. Şimdi de Sirp kavmiyetçiligi anlayişina dayali bir zulümle karşi karşiya. Etnik üstünlük anlayişina dayali zulüm ise kavmiyetçilik damarlarinin kabarmasina yol açiyor. Bundan dolayi Kosova halkinin bir bölümü daha yeterince Islami bilince kavuşamadan kavmiyetçiligin etkisinde kalmiş.

Üçüncü olarak Kosovalilar yalniz başlarina Sirp zulmü karşisinda bir şey yapamayacaklarini düşündüklerinden Arnavutluk'la işbirligi ve dayanişma içinde olunmasi gerektigini düşünüyorlar. Arnavutluk ise Rugova'yi destekliyor. Dolayisiyla siyasi şartlar Kosovalilari Rugova'nin arkasinda toplanmaya itiyor. Ancak Rugova'nin Filistin'deki Arafat'in bir kopyasi oldugunu düşünüyorum. Bu yüzden onun tavirlarina ihtiyatli yaklaşmak gerekir. Çünkü Islami bilinç ve yaşayiştan uzak olanlarin nerede ne yapacaklari bilinemez.

Resulullah (s.a.s.): "Mü'min ayni delikten iki kere isirilmaz" diye buyuruyor. Islami basiret ve hassasiyet bu dikkati gerektirir. Bilindigi üzere son yüzyilda Islami amaçli bagimsizlik ve kurtuluş mücadelelerinin güdük kalmasinin en önemli sebebi birtakim siyasi oyunlarla sahaya çikarilan ancak o bagimsizlik mücadelelerini verenlerin degerlerinden uzak kalan liderler olmuştur.

Türkiye Kosova Olaylarinin Neresinde?

Kosova meselesinin çözümü açisindan Türkiye'deki yönetimin izleyecegi tutumun da önemli ve etkin rolü olacaktir. Çünkü Balkanlar'daki Müslüman halklarin Türkiye'yle yakin ilişkileri ve irtibatlari var. Ayrica Türkiye'nin Balkanlar'daki herhangi bir Müslüman halka siyasi yönden destek vermesi bile o halka cesaret kazandiracak, bagimsizlik ruhunu daha da canlandiracak, direniş gücünü artiracaktir.

Ancak ne yazik ki Türkiye'deki mevcut yönetimin Kosova meselesi konusunda oldukça pasif ve çekingen davrandigini görüyoruz. Dişişleri bakani Ismail Cem, Kosova'da sicak olaylarin başladigi günlerde Yeni Yugoslavya'nin başkenti Belgrad'i ziyaret ederek Sirp yetkililerle görüştügü halde Kosova'yi ziyaret etmekten ve Kosova meselesiyle ilgili aktif bir siyaset ortaya koymaktan çekindi. Bundan dolayi Yugoslavya'nin basin yayin organlari Ismail Cem'in ziyaretini kendi yararlarina bir propaganda malzemesi olarak degerlendirmeye çaliştilar.

Belgrad'in en büyük gazetesi Politika, Cem'in ziyaretiyle ilgili haberinde: "Türkiye, barişin Yugoslavya'nin sinir bütünlügü içinde saglanmasini destekledi" ifadesine yer vererek adeta, Kosovalilarin bagimsizlik davalarina Türkiye'nin taraftar olmadigi imaji vermeye çalişti. Vecerne Novosti adli bir Sirp gazetesi de, Ismail Cem'in: "Kosova sorunu Yugoslavya'nin sinir bütünlügü içinde çözülmelidir" sözlerini özellikle vurgulayarak verdi. Türkiye'deki mevcut hükümetin Kosova konusundaki pasif tutumu içerde de tenkitlere ve tartişmalara yol açiyor.

 
Bugün 224 ziyaretçi (267 klik) kişi burdaydı!

Dizin100.com Site Ekle arama motoru - arasana.com - arama motorları mırc
hitalver
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol