Giriş
Öncelikle Sovyetler Birligi'nin dagilmasindan sonra bagimsizligini elde eden devletler içinde, halklarinin ekseriyeti Türk olanlarin Türki cumhuriyetler olarak adlandirilmasinin hatali oldugunu hatirlatmak istiyoruz. Dogrusu ise "Türk cumhuriyetleri"dir.
Bunlarin sayisi beştir ve dördü Orta Asya'da, biri Kafkasya'dadir. Orta Asya'dakiler Özbekistan, Türkmenistan, Kirgizistan ve Kazakistan, Kafkasya'daki ise Azerbaycan'dir. Bunlara ek olarak halkinin büyük çogunlugu Müslüman olan altinci bir devlet bulunuyor ki o da Tacikistan'dir. Ancak Tacikistan'in nüfusu içinde Türkler azinligi oluşturdugundan bu devlet Türk cumhuriyetleri grubuna dahil edilmemektedir.
Özbekistan Orta Asya'daki Türk cumhuriyetleri içinde en çok hareketlilige sahne olan ülkelerden biridir.
Böyle olmasinin birinci sebebi ise Islami hareketin en çok bu ülkede güçlü olmasidir. Ayrica Özbekistan'daki Islami hareket bölgedeki diger Türk cumhuriyetlerini de etkilemektedir. Bundan dolayi Özbekistan yönetimi ülkedeki Islami anlayiş sahiplerine büyük baski yapmaktadir. Diger Türk cumhuriyetlerinin yöneticileri de bu baskida Özbekistan yönetimine destek veriyor, hatta bu konuda aralarinda işbirligi yapiyorlar.
Özbekistan cumhurbaşkani Islam Kerimov bir yandan Islami hareketi şiddete başvurmak yoluyla ezmeye ve yok etmeye çalişirken bir yandan da kendi sultasini daimi kilmak için göstermelik bir seçimle kendini ömür boyu cumhurbaşkani seçtirdi. Bu arada Kerimov'un eski komünist rejimin bir kalintisi oldugunu da hatirlatmakta yarar görüyoruz.
Biz de bu sayimizda Islam cografyasi bölümünde Özbekistan'i tanitiyoruz. Özbekistan'in taninmasinin Orta Asya'daki genel durum hakkinda fikir edinilmesi konusunda da yardimci olacagini saniyoruz.
Özbekistan Hakkinda Genel Bilgiler
Resmi adi: Özbekistan Cumhuriyeti (Özbekistan'a bagli Karakalpak Özerk Cumhuriyeti hakkinda aşagida ayrica bilgi verilmiştir.)
Başkenti: Taşkent (Nüfusu: 2.500.000)
Diger önemli şehirleri: Buhara, Semerkant, Namangan, Fergana, Nukus, Hive, Hokand, Andican, Urgenç.
Yüzölçümü: 447.400 km2 (165.000 km2'si Karakalpak Özerk Cumhuriyeti, 281.400 km2'si asil Özbekistan.)
Nüfusu: Yaklaşik 25.00.000. Nüfusun % 41'i şehirlerde yaşamaktadir.
Nüfus artiş hizi: % 2.2
Etnik yapi: Özbekistan nüfusunun % 71'ini Özbekler oluşturmaktadir. Ikinci sirada % 10 orana sahip olan Ruslar gelir. Diger etnik unsurlarin başta gelenleri ve genel nüfusa oranlari ise şöyledir: Tacikler % 4.7, Kazaklar % 4, Karakalpaklar % 2, Tatarlar % 1.7, Kirim Tatarlari % 1. Bunlarin dişinda kalan etnik unsurlarin oranlari % 1'in altindadir. Onlarin da başta gelenleri şunlardir:
Koreliler, Kirgizlar, Ukraynalilar, Türkmenler, Meshet Türkleri, Yahudiler, Azeriler, Başkirtlar, Uygurlar, Çuvaşlar. Bu etnik unsurlardan Ruslar, Koreliler, Ukraynalilar ve Yahudiler dişinda kalanlar Türk topluluklaridir. Türklerin tamamina yakini Müslümandir. Ruslar ve Ukraynalilar genellikle ortodoks hiristiyan, Koreliler ise çogunlukla budisttir.
Özbekistan'in yerli halki ve en büyük etnik kitle olan Özbekler Türkçe'nin Çagatay Karluk lehçeleri grubuna giren bir lehçesini konuşurlar. Eskiden Arap harfleriyle yazilirdi. Sovyet döneminde Kiril alfabesiyle yazilmaya başlandi. Özbekler sünni ve hanefidirler. Çogunlugu Özbekistan'da toplanmiştir. Ayrica Afganistan başta olmak üzere komşu ülkelerde de belli bir Özbek nüfus mevcuttur.
Dil: Resmi dil Özbekçe'dir.
Din: Özbekistan halkinin % 89.5'i Müslümandir. Müslümanlarin yaklaşik % 93'ü sünni ve hanefi, kalani Şiidir. % 9 oraninda ortodoks hiristiyan, % 0.92 oraninda budist, % 0.54 oraninda da yahudi bulunmaktadir.
Cografi durumu: Orta Asya ülkelerinden olan Özbekistan dogudan Kirgizistan ve Tacikistan, güneyden Afganistan ve Türkmenistan, batidan ve kuzeyden ise Kazakistan ile çevrilidir. En yüksek yeri Zeverşan Dagi (4299 m.)'dir. Başta gelen akarsulari Amu Derya ve Sir Derya irmaklaridir. Topraklarinin % 80'i düzlüklerden ibarettir.
Bu düzlüklerin önemli bir kismini Amu Derya irmaginin güneydogu kisminda kalan Kizilkum çölü oluşturmaktadir. Kalan topraklarinin da önemli bir kismini dag kütleleri oluşturmaktadir. Bu dag kütlelerinin başinda Altay daglarinin uzantilari, Tanri daglari ve Hisar daglari gelir. Topraklarinin % 11.2'si tarim alani, % 48.2'si otlaktir. Özbekistan'da yazlar sicak, kişlar soguk geçer. Yazin bazi yerlerde sicaklik bazen 47 dereceye çikar, kişin ise - 20 dereceye kadar düştügü olur.
Yönetim şekli: Özbekistan'da görünüş itibariyle çok partili demokratik sisteme geçilmiştir. Ülke 8 Aralik 1992'de yürürlüge giren anayasayla yönetilmektedir. Devletin en üst yöneticisi cumhurbaşkani, hükümetin başkani ise başbakandir. Cumhurbaşkani genel seçimle belirlenmektedir. 500 üyeli bir parlamentosu vardir. Parlamento üyeleri de seçimle belirlenir. Ancak seçimler tamamen şekli oldugundan eski komünist diktatoryanin bir devami olarak nitelendirebilecegimiz Kerimov diktatoryasi sürmektedir.
Özbekistan, BM, IKÖ (Islâm Konferansi Örgütü), BDT (Bagimsiz Devletler Toplulugu) ve IMF (Uluslararasi Para Fonu) gibi uluslararasi örgütlere üyedir.
Siyasi partiler: Başta gelen siyasi partileri şunlardir:
Özbekistan Demokratik Erk Partisi: 1991'de Özbekistan Yüksek Sovyeti üyesi yazar Muhammed Salih'in liderliginde kuruldu. Muhalefet partileri arasinda halk içinde en geniş destege sahip olan partidir. Ülkedeki Islami anlayiş sahiplerinin en çok destekledikleri siyasi parti de bu partidir.
Partinin mensuplari arasinda milliyetçiligi benimseyenler de önemli bir yekün oluşturmaktadirlar. Parti üzerinde şiddetli bir baski oldugundan ülke içinde herhangi bir siyasi faaliyet yapmasi engellenmektedir. Partinin genel başkani Muhammed Salih de ülke dişinda yaşamaktadir.
Halkçi Birlik Partisi: Batici ve liberal bir anlayişa sahiptir.
Demokratik Halk Partisi: Cumhurbaşkani Islâm Kerimov'un partisi olan bu parti eski Komünist Parti'nin devami sayilir.
Islâmi Yenilik Partisi: Islâmi bir siyaseti benimseyen bu parti geniş bir kitle tabanina sahip degildir.
Idari bölünüş: 13 ile ayrilir.
Tarihi:
Orta Asya'nin Genel Tarihi
Tarihi kaynaklarda Orta Asya'dan genellikle Türkistan olarak söz edilir. Burasi da Bati Türkistan ve Dogu Türkistan diye ikiye ayrilir. Dogu Türkistan bugün hâlâ Çin işgali altindadir ve Sinkiang olarak adlandirilmaktadir.
Bati Türkistan ise Sovyetler'in dagilmasindan sonra bagimsizligini elde eden dört Türk cumhuriyeti (Kazakistan, Kirgizistan, Özbekistan, Türkmenistan) ile Tacikistan'in bulundugu bölgedir. Türkistan'a Islâm oldukça erken dönemlerde, bu bölgenin Gök Türklerin hâkimiyetinde oldugu 8. yüzyilin başlarinda ulaşmiştir.
Tarihi kayitlara göre Güney Türkistan'da Herat ile Merv arasinda kalan Toharistan'in bir bölümünde Gök Türklere bagli olarak 645 - 709 yillari arasinda hüküm süren Nizak Tarhan ömrünün sonuna dogru 704 yilinda Müslüman olarak Abdullah adini aldi. Onun oglu kardeşi ve kardeşinin oglu da Müslüman oldu. Bunlar Müslüman olduktan sonra Emevi devletine baglandi ve Emevilerin Horasan valisinin emrine girdiler.
Yine Karluk beylerinden biri 8. yüzyilin başlarinda Müslüman olarak Emevilere tabi olmuştur. Ayni dönemlerde daha başka Türk beylerinden de Müslüman olarak Islâm hilafetine baglananlar oldu. 640 - 782 yillari arasinda merkezi Buhara olmak üzere Maveraennehr'in bir kismi ve Merv'de hüküm süren Buhara Hudatlari'nin 739'dan sonraki yöneticileri Müslümanlardandi.
Bölgede geniş bir alan üzerinde hüküm süren ve Müslüman Türkler tarafindan yönetilen ilk devlet Karahanlilar Devleti'dir. Karahanlilar Hanedanligi 848'den itibaren bölgede hüküm sürmeye başladi ve bu hanedanligin üçüncü hükümdari olan ve 924 - 955 yillari arasinda hüküm süren Satuk Bugra Han Müslüman olarak Abdülkerim Satuk Bugra adini aldi.
Böylece Karahanlilar devleti Müslümanlar tarafindan yönetilen bir devlet oldu. Karahanlilar zaman içinde bütün Türkistan'i hâkimiyetlerine almişlardir. Karahanlilar Devleti 1040'a kadar bagimsiz bir devlet olarak varligini sürdürdü. Bu tarihte Selçuklular'a tabi oldu. 1042'de Bati Kaganligi ve Dogu Kaganligi adiyla iki ayri yönetime bölündü. O tarihe kadar merkezi yönetimi temsil edenler Dogu Kaganlari sifati almişlardir.
Dogu Kaganligi 1157'ye kadar Selçuklular'a tabi olmuş, bu tarihten sonra Karahitaylar'in (Mogollar'in) hâkimiyetine girmiş 1210'da da Nayman Türk Imparatorlugu tarafindan ortadan kaldirilmiştir. Bati Kaganligi ise 1157'ye kadar Selçuklular'a bagli kalmiş, bu tarihten sonra Karahitay'larin, 1207'de de Harezmşahlar'in hâkimiyetine girdiler. Harezmşahlar 1212'de Bati Karahanlilar'i tamamen kendi ülkelerine ilhak ettiler. 1207'de Bati Türkistan'i hâkimiyetine alan Harezmşahlar 1219'da Mogol saldirilari karşisinda dagildilar.
Onlarin dagilmasindan sonra bölge, Mogol Türklerinden Çingiz Han'in ve onun oglu Çagatay'in hâkimiyetine geçti. Çagatay Devleti'nin dagilmasindan sonra bölge ünlü hükümdar Timur'un hâkimiyetine geçti. Timur çevreye seferler düzenleyerek ülkesinin sinirlarini, Afganistan, Iran, Hindistan, Anadolu, Irak ve Suriye'nin bir bölümünü içine alacak şekilde genişletti. Ancak onun devleti 1405'te ölümünden sonra parçalandi. Ogullari ve torunlari ele geçirmiş oldugu topraklarin degişik bölgelerinde hâkimiyet kurdular.
Aradan çok zaman geçmeden Timurogullari'nin hâkim oldugu topraklar Özbekler'in saldirilarina ugradi. 1428'de Buhara ve çevresinde Özbek Hanligi kuruldu. Bu hanlik 1599'a kadar ayakta kalabildi ve bu tarihte Özbek hani II. Abdullah'in Safevilere yenilmesi sonucu dagildi. Topraklari da Hive, Buhara ve Hokand hanliklari arasinda paylaşildi.
Timur'un torunu Ömer Şeyh 1467'de Fergana vadisinde bagimsiz bir yönetim kurdu. Bu yönetim Ömer Şeyh'in oglu Babür zamaninda sinirlarini hayli genişletti. Bu yönetim 18. yüzyilda Hokand Hanligi adini almiştir. Hokand Hanligi 1819'da Aral Gölü'nün
güney kisimlarini ele geçirdi. 19. yüzyilda Hokand Hanligi'nin sinirlari Pamir bölgesinden Sir Derya'nin aşagi kismina kadar uzaniyordu. Ancak 1840'ta aşagida sözünü edecegimiz Buhara hanlarindan Nasrullah Hokand hanliginin taht şehri olan Hokand'i işgal etti ve o zamanki Hokand hani Muhammed Ali'yi idam etti. Bu tarihten sonra Hokand Hanligi zayifladi. 1852'den itibaren Rus saldirilarina maruz kaldi. 1876'da da tamamen Rus hâkimiyetine geçti.
1501'de Semerkand merkezli Şeyban (Şiban) Ogullari Hanedanligi kuruldu. Bu hanedanligin kurucusu Şiban Han 1507'de, Timurogullari'nin elindeki Herat'i da ele geçirerek sinirlarini genişletti. Şeybaniler 1597'de, Timur'un torunu Ömer Şeyh'in Fergana'da kurmuş oldugu yönetimi de yenilgiye ugrattilar. Ancak bu hanedanlik 1598'de dagildi.
1511'de bugünkü Türkmenistan'in bulundugu bölgede Hive Hanligi kuruldu. Bu hanlik zaman zaman Timurlular'in ve Özbekler'in hâkimiyetine geçtiyse de 1804'e kadar ayakta kalabildi. 1804'ten sonra Kongrat Hanligi olarak devam etti. Kongrat Hanligi da 1919'a kadar ayakta kalmiştir.
1599'da Buhara'da Buhara Hanligi ortaya çikti. Ancak başlangiçta bir varlik gösteremedi.
Çeşitli iç karişikliklara sahne oldu. 18. yüzyilda biraz toparlanabildi. Zaman içinde yukarida sözü edilen Şeybaniler'in hüküm sürdükleri topraklar da büyük ölçüde Buhara hanlarinin eline geçti. 1801'de Buhara hani olan Emir Said Haydar'in 1826'da ölümünden sonra ogullari arasinda taht kavgasi çikti. Bu kavgayi gaddarligiyla ünlü Nasrullah kazandi ve sinirlarini hayli genişletti. Ancak onun 1861'de ölümünden sonra yerine geçen oglu Muzaffer 1868'de Rus hâkimiyetini kabul etti ve 1920'de de tamamen ortadan kaldirildi.
Orta Asya'da geniş bir alani kaplayan Kazakistan'da, 1227'de Orda (veya Kazak) Hanligi adinda bir hanlik kurulmuştur.
Ruslar Orta Asya'daki Türk bölgelerini işgal etmeye önce Kazakistan topraklari üzerinde kurulmuş olan hanliklari hâkimiyetlerini kabul etmeye zorlamakla başladilar. Bölgede kurulmuş büyük devletlerin parçalanarak küçük hanliklara ayrilmiş olmasi Ruslarin işlerini kolaylaştirdi.
1855'te Hokand Hanligi'nin kuzeybati sinirinda bulunan Ak Mescid Kalesi'ni ele geçirdiler. Bundan sonra doguya dogru ilerleme firsati buldular ve 1856'da Taşkent'i, 1868'de Semerkant'i ele geçirdiler. 1864'te Kazakistan topraklarinin tamamini işgal ettiler. 1876'da Hokand Hanligi'ni ortadan kaldirdilar. 1884'te Merv bölgesini işgal ettiler. Böylece Bati Türkistan'in büyük bir kismi Rus hâkimiyeti altina girmiş oldu. Ancak bölgede yaşayan Müslüman Türk halki Rus hâkimiyetini kabullenmek istemedi ve işgalcilere karşi degişik yerlerde isyanlar başlatti. Ancak isyanlar organizeli olmadigindan ve bölge bölge hareket edildiginden Rus işgalciler bu isyanlari kolayca bastirabildiler.
Karşit gruplar daha sonra varliklarini kültürel faaliyetlerle gösterme yoluna gittiler. Bu arada Türkiye'de ortaya çikan Genç Osmanlilar (Jöntürkler) hareketinden etkilenen bazi kimseler Genç Buharalilar, Genç Harezmliler gibi birtakim gruplar oluşturdular. Bu hareketlere girenler komünist propagandalardan da etkilenmişlerdi. Bunlar daha sonra Sovyetler Birligi'nin Orta Asya topraklarina hâkim olmasinda önemli rol oynamişlardir. Rusya'da çarlik yönetiminin zayiflamasi üzerine 1917 Mart'inda Taşkent'te bir Islâm kongresi toplandi ve milli bir komite oluşturuldu. Bu komite daha sonra Hokand'da bir Türkistan Islâmi hükümeti kurdu.
Ancak hükümeti kuranlar yeterli kadroya ve güce sahip degillerdi. 1917 Ekim'inde gerçekleştirilen Bolşevik ihtilali sonrasinda kurulan Sovyet yönetimi Şubat 1918'de Taşkent'i işgal etti ve yagmaladi. Bunun ardindan Türkistan'da Sovyet işgali ve zulmü başladi. Sovyet yönetimi kurdugu Kizilordu'yu çarlik yönetiminin dagilmasini firsat bilerek toparlanmaya çalişan Orta Asya Müslümanlarinin üzerine sevk etti. 1919'da Hive Hanligi, 1920'de Buhara Hanligi ortadan kaldirildi ve buralar Harezm ve Buhara Halk Cumhuriyetleri'ne dönüştürüldü.
SSCB Merkezi Komitesi 27 Ekim 1924'te Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin kurulmasini kararlaştirdi. 1929'a kadar Tacikistan Özerk Cumhuriyeti de Özbekistan'a bagliydi.
Özbekistan 31 Agustos 1991 tarihinde Sovyetler Birligi'nden ayrilarak bagimsizligini ilan etti. 29 Aralik 1991'de gerçekleştirilen bagimsizlik sonrasi ilk cumhurbaşkanligi seçimlerinde hâlen bu görevi yürüten Islâm Kerimov cumhurbaşkanligina seçildi.
Diş problemleri: Diger Orta Asya cumhuriyetleri üzerinde oldugu gibi Özbekistan üzerinde de Rus baskisi devam etmektedir. Rusya bu cumhuriyetler üzerindeki ekonomik çikarlarini kaybetmemek istemektedir. Çin de Özbekistan için bir tehdit unsurudur.
Iç problemleri: Özbekistan'in bu siralarda yaşadigi en önemli iç problem devlet yönetiminin baskici tutumundan kaynaklanmaktadir. Bu baskici tutum sebebiyle yönetim ülkede bagimsiz siyasi faaliyetleri engellediginden muhalif siyasi oluşumlarla yönetim arasinda sürtüşme devam etmektedir. Bu sürtüşme zaman zaman çatişmalara da sebep olmaktadir. Yönetimin baskici uygulamalari sebebiyle elli bin civarinda insan zindanlara doldurulmuştur.
Bunlarin içinde ülkenin taninmiş yazarlarindan olan Mehmed Ali Mahmud gibi birçok önemli ve ünlü şahsiyet de bulunmaktadir. Zindan mahkumlarinin çogunlugu şartlarin oldukça kötü oldugu hapishanelerde tutulmaktadir. Zindanlara doldurulan insanlar belli bir yasal düzenlemeye göre degil yönetimin tamamen hukuk dişi ve sorumsuz kararlari, dayatmaci uygulamalari neticesinde bu zulme maruz birakilmişlardir. Erk Partisi lideri Muhammed Salih başta olmak üzere ülkenin ileri gelen siyasi liderlerinin birçogu da vatanlari dişinda yaşamaya mecbur birakilmişlardir.
Geçtigimiz ay Kirgizistan'da da Özbekistan Islami Hareketi mensuplariyla Kirgizistan askeri güçleri arasinda sicak çatişmalar oldu. Bu çatişmalarda 30 kadar söz konusu harekete mensup gerillanin, 15 de Kirgiz askerinin öldügü haberlerde dile getirildi. Bu çatişmalarin en önemli sebebi ise Kirgizistan yönetiminin Özbekistan yönetimiyle ve Orta Asya'daki diger Türk cumhuriyetlerinin yönetimleriyle işbirligi yaparak Kirgizistan üzerinden Özbekistan'a geçmek isteyen Özbekistan Islami Hareketi mensuplarina silahli saldirida bulunmasi ve onlari kiskaca almak istemesiydi.
Kirgizistan'da bu çatişmalarin çikmasi üzerine bölge ülkeleri ortak hareket ederek Özbekistan Islami Hareketi'ne mensup gerillalari kiskaca alma karari verdiler. Ancak bütün bu uygulamalara ragmen Özbekistan'daki Islami muhalefet günden güne güçleniyor ve bölgedeki diger Türk toplumlarini da etkiliyor.
Etnik çeşitlilik de Özbekistan'da bir problem oluşturmaktadir. Bagimsizlik öncesinde ülkede yaşayan Ahiska Türkleriyle Meshet Türkleri arasinda bazi çatişmalar da oldu. Bu çatişmalarda Rusya'nin fitne politikasinin önemli rolü vardi. Bunda o zamanki yönetimin tahriklerinin de önemli rolü olmuştu.
Ancak bu fitne politikalari köken itibariyle ayni soydan gelseler de farkli etnik unsurlarin birbirlerine karşi kin beslemelerine sebep olmaktadir. Bu durum Müslüman toplumlari birbirine düşürmek isteyen fitne politikasini tanima açisindan ibret vericidir. Özbekistan'da da etnik çeşitlilik fitne politikasini kendi kötü amaçlari için bir yol ve araç olarak kullananlarin işlerini kolaylaştirmaktadir.
Islami Hareket: Özbekistan zengin bir Islâmi mirasa sahiptir. Bugün Özbekistan sinirlari içinde kalan Buhara, Semerkant ve Taşkent gibi şehirler tarih boyunca önemli ilim merkezleri olagelmiştir.
Özbekistan, Sovyetler Birligi döneminde de Orta Asya Müslümanlari açisindan özel bir konuma sahipti. Orta Asya Müslümanlari'nin dini idaresi Özbekistan'in başkenti Taşkent'te bulunuyordu. Sovyet yönetiminin faaliyetine izin verdigi iki medresenin ikisi de Özbekistan'daydi. (Buhara'daki Mir Arap ve Taşkent'teki Ismail Buhari Medresesi.) Bagimsizlik sonrasinda Islâmi faaliyetler daha da canlandi, yeni yeni cami ve mescitler ibadete açildi. Bunun yani sira Islâmi ilimleri ögreten y
eni medreseler ve enstitüler de açildi. Bunlardan biri de degişik Islâmi ilimlerin ögretildigi, 4 yillik dini yüksek ögretim veren Imam Buhari Enstitüsü'dür. Ancak yönetim, Islâmi gelişmelerden ve uyaniştan endişe duydugu için bazi Islâmi faaliyetleri engellemeye başladi. Yeni Islami egitim kurumlarinin ve camilerin açilmasini engelledi.
Özbekistan'da en çok adi duyulan Islami oluşum Özbekistan Islami Hareketi'dir. Bu oluşum zaman zaman yönetimle çatişmalara da girmektedir. Yukarida ifade ettigimiz üzere Erk Partisi taraftarlari arasinda da Islami anlayiş sahibi birçok kişi bulunmaktadir. Bunlarin dişinda herhangi bir örgütle veya siyasi oluşumla ilişki içine girmeden Islami faaliyetler yürütenler de bulunmaktadir.
Bagimsizlik sonrasinda tasavvufi tarikatlar de canlilik kazanmiş, yogun bir faaliyet yürütmeye başlamişlardir. Bu tarikatlarin başinda Nakşibendi, Kubrevi, Yesevi, Kadiri ve Kalenderi tarikatlari gelmektedir.
Ekonomi: Özbekistan'in ekonomisi birinci derecede tarim ve hayvanciliga dayanir. Bu sektörlerden elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasiladaki payi % 42'dir ve çalişan nüfusun % 29'u bu alanlarda iş görmektedir. Başta gelen tarim ürünleri tahil, pamuk, pirinç, misir, tütün ve çeşitli sebze ve meyvelerdir. Pamuk üretiminde BDT üyesi cumhuriyetler arasinda birinci, dünya ülkeleri arasinda üçüncü sirayi alir.
Özbekistan önemli yer alti zenginliklerine sahiptir. Bunlarin başinda petrol, altin, uranyum, dogal gaz, kömür, bakir, çinko, kurşun ve molibden gelir. Altin üretimi ve rezervi bakimindan dünyanin sayili ülkeleri arasindadir. Dogal gaz, petrol ve maden gelirlerinin gayri safi yurtiçi hasiladaki payi % 10'dur.
Para birimi: Som
Kişi başina düşen milli gelir: 1350 dolar.
Diş ticaret: Ihraç ettigi ürünlerinin başinda bazi gida maddeleri ve tarim ürünleri, altin cevheri başta olmak üzere çeşitli maden cevherleri, elektrik ve dogal gaz gelir. Ithal ettigi mallarin başinda da ulaşim araçlari, makineler, petrol ürünleri, kimyasal maddeler ve bazi gida maddeleri gelir.
Sanayi: Özbekistan'in sanayisi diger Orta Asya cumhuriyetlerine nispetle daha çok gelişmiştir. Traktör, tarim makineleri, pamuk toplama makineleri, motor, petrol işleme makineleri üreten fabrikalar başta gelen sanayi kuruluşlaridir. Bunlarin yani sira çimento, kimya, çelik, gida vs. alanlarinda da sanayi kuruluşlari bulunmaktadir. Imalat sanayisinin gayri safi yurtiçi hasiladaki payi % 16'dir. Çalişan nüfusun yaklaşik % 18'i sanayi sektöründe iş görmektedir.
Karakalpak Özerk Cumhuriyeti
Bugün Karakalpak Özerk Cumhuriyeti'nin bulundugu bölge geçmişte Hive Hanligi'nin elindeydi.
Bölgenin Sovyet yönetiminin eline geçmesinden sonra, 1925'te Kazak Özerk Cumhuriyeti'ne baglandi. 1930'da Rusya Sovyet Cumhuriyeti'ne 1932'de de Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bagli bir özerk bölge yapildi. Bölgenin nüfusu 1,5 milyon civarindadir. Bu özerk bölgede yaşayan halkin % 33'ünü Özbekler, % 32'sini Karakalpaklar, % 26.2'sini Kazaklar, % 5'ini Türkmenler, % 1.6'sini Ruslar, kalanini da Koreliler, Tatarlar ve Başkirtlar oluşturur. Türk soylu olan Karakalpaklar'in % 92'si bu Karakalpak Özerk Cumhuriyeti'nde, kalani başka yörelerde yaşamaktadir.
Karakalpaklar Türkçe'nin Kipçak lehçeleri grubuna giren bir lehçesini konuşmaktadirlar. Sünni ve hanefi olan Karakalpaklar Orta Asya'daki Türk halklari içinde dine baglilikta birinciligi alirlar. Sovyet dönemindeki din aleyhtari propagandaya ragmen Karakalpaklar inançlarini gayet canli bir şekilde korumuşlardir. Karakalpakistan ayni zamanda Orta Asya'daki tasavvufi tarikatlarin önemli merkezlerinden biridir. Karakalpaklar'dan Türkiye'ye göç etmiş olanlar da vardir.
|