//-->

[islami bilgiler] [islam tarihi ] [islam devletleri] [islam ve ahlak] [kuran'da cennet] [kuran'da cehennem]

AHLÂK

AHLÂK

SORU: Bir kimsenin insanlar tarafından sevilmemesi, Allah
tarafından da sevilmemesi midir?



CEVAP: Hayır!.. İyi insanlar
tarafından sevilmemek tehlikelidir. Yoksa, peygamberleri bile sevmeyen insanlar çıkmıştır.
İnsanlar tarafından sevilmemek bir ölçü değildir. Firavun ve avanesi Mûsâ (AS)'ı sevmediler.
Mühim değil... İyi insanlar sevmezse, o zaman fenâ...



İbrâhim (AS)'ı
kavminden kimse sevmedi. Üvey babası bile sevmedi. Herkes düşman oldu, ateşe atmağa
kalktılar. İnsanların sevgisi önemli değil, Allah'ın sevgisi önemli!.. Sen Kur'an yolunda yürü,
Rasûlüllah'ın yolunda yürü; isterlerse sevsinler, istemezlerse sevmesinler! İnsanların sevmesi
önemli değil...



SORU: Bir insanın çok mizah yapması, çok
gülmesi, insanları hafife alarak konuşması, Allah tarafından sevilmediğinin bir belirtisi olabilir mi?




CEVAP: Bunlar gaflet alâmetidir. Gaflet tehlikeli bir şeydir. Mizah
yapmayı tavsiye etmiyor Peygamber Efendimiz... Çok gülmeyi de tavsiye etmiyor. Hümeze
Sûresinde, insanlarla alay etmemekle emrolunuyoruz. Alay etmek, hafife almak iyi huylar
değildir. Bunları bırakmak lâzım!..



Tabii, bunları yapıyorsa, şeytanın eline
tutulmuş demektir. Şeytan'dan yakayı kurtarması lâzım! Bu haliyle, Allah sevmiyor sayılabilir.
Devamlı sevmeyecek demek değil ama, bunlar iyi huylar değil...




SORU: Bizim oturduğumuz binada bir aile var; İslâm'dan habersiz, kötü
huylu... Bu aile ile ilişkilerimiz nasıl olmalı?..



CEVAP:
Selâmlaşırsınız. Kötülüğe karşı iyilikle mukabele edersiniz. Hediyeleşme, tebrik ve sâir
fırsatlardan istifade ederek, yavaş yavaş ölçülü bir tarzda ona kendinizi sevdirmeğe,
saydırmağa çalışırsınız.



SORU: Hangi durumlarda selâm
vermemek daha uygundur?



CEVAP: Günah işleyen bir insana
selâm verilmez. Bunun dışında Kur'an okuyan, vaaz veren, namaz kılan, abdest alan, yemek
yiyen insana selâm verilmez. Çünkü meşguldür. O zamanlar selâm alma mecburiyeti de yoktur.




Diğer zamanlarda, müslümanın bildiğine bilmediğine selâm vermesi
sevaptır. Konya'da Hacı Veyiszâde'nin (Allah mekânını cennet eylesin) bir menkabesini
duymuştum: Çarşıya gidermiş; sağa, sola, önüne, yanına, bildiğine, bilmediğine "Esselâmü
aleyküm!.. Esselâmü aleyküm!.. Esselâmü aleyküm!.." diye selâm vere vere gidermiş. Bu,
Abdullah ibn-i Ömer RA gibi hareket etmek oluyor.



Abdullah ibn-i Ömer bir
keresinde diyor ki, sahabeden bir arkadaşına:



"--Kalk çarşıya
gidelim!.."



O da kuşkulu kuşkulu bakıyor, diyor ki:




"--Ey Ömer'in oğlu! Ben senin huyunu, hâlini bilirim. Sen çarşı pazarı pek
sevmezsin. Orda yalan yere yemin edilir, eksik tartılır, aldatmaca filân olur... Çarşı pazar şeytanın
çok dolaştığı yerdir. Sen niye çarşıya, pazara gitmek istiyorsun; anlat bakalım!.." diyor.




Abdullah ibn-i Ömer RA diyor ki:



"--İnsan çoktur;
selâm veririz, sevap kazanırız." diyor.



Bilmediğine de selâm vermek
ve böylece sevap kazanmak lâzım!.. Ama günah işliyorsa veya müslüman değilse; o zaman
selâm verilmez.



SORU: Akrabamız bize dargın... Barıştığımız
zaman zararı dokunuyor; ne yapmalıyız?



CEVAP: Barışacak,
çünkü dargın durmak haram!.. Ama, ölçülü duracak. Mü'minin mü'mine üç günden ziyade
dargın durması yasaktır. Günaha düşmemek için dargın durmayacak ama; mâdem muzır adam,
barıştığı zaman zararı oluyor, dikkat edecek, ihtiyatlı davranacak!..




SORU: Bir seyyidin kötü yolda olması mümkün mü? Hakkı tavsiye etmeyen
seyyide nasıl davranılır?



CEVAP: Hak söylenir, hakkı tavsiye et
denilir. Çünkü, bu devirde kimin seyyid olduğunu çok iyi bilmemiz mümkün değildir. Herkes
çıkıyor, ben seyyidim diyor. Mümkündür, seyyid olabilir; olmayabilir de... Kimin ne olduğunu
bilmiyoruz. Yanlış yolda ise doğru yola gelmesi için nasihat edilir. Yanlış söz söylüyorsa,
dinlemeye gerek olmaz.



SORU: Babamın kötü huylarını bırakması
için dua eder misiniz?



CEVAP: Tabii, biz kötü insanların,
günahkârların iyi insan olmasını, hidayete ermesini isteriz daimâ... Ama, asıl o kötü insanın
kendisinin işi bu... Yâni, o insan eğer Allah'ın sevdiği bir duruma kendisi gelmezse, başkasının
ona dua etmesi tesir etmez. Kendisinin zihniyetinde değişiklik olması lâzım!..




Onun için biz dua ederiz, onun iyiliğini temenni ediyoruz, Allah hidâyet versin... Allah
şaşıranları doğru yola hidâyet eylesin... Şu vatanın evlâtları hepsi müslüman çocuklarıydı ama,
şaşırdılar. Memleket sanki gayrimüslim memleketi gibi... Giyim, kuşam, yeme, içme, içki, kumar,
eğlence vs. bakımından bir gâvur diyarından farkı kalmadı. Bütün haramlar yapılabiliyor, Allah'ın
farzlarında ihmal edilebiliyor, kimse de bir şey demiyor.



Bunların söylenmesi
lâzım!.. Günahkârlara yapmayın diye ikaz etmek lâzım!.. Devamlı bir çalışma içinde olmak
lâzım!.. O kişilere bunları söyleyen olmazsa, kendilerinin de bu işi anlaması zor olur.




Birisi birisine misafirliğe gitmiş. Alış-veriş ediyorlar. Seyyar pazarlamacıymış. Akşam
olmuş gittiği köyde... Otel filân da yok... O müşterisi demiş ki:



"--Bizim
evde yat!"



"--Peki, kabul ettim, yatayım!" demiş.




Hazırlanmış, abdest almış. Sormuş:




"--Seccadeniz var mı?.."



"--Yok..."




"--Kıble ne tarafta?.."




"--Bilmiyorum..."



"--Vallàhi kıblenin ne tarafta
olduğunu bile bilmeyen bir insanın evinde kalmam!.. Sokakta yatarım, kalmam!.." demiş.




"--Yâhu etme, eyleme..."




"--Yok!.." demiş. Almış çantasını, yemin de ettiği için evden çıkmış gitmiş.




Bu ev sahibine öyle tesir etmiş ki!.. "Yâhu, bu adam haklı...
Hakîkaten ben ne biçim insanım?.. Evde seccâde yok, kıblenin tarafını bile bilmiyorum."
demiş, tevbekâr olmuş, doğru yola gelmiş.



Tabii, biraz da böyle müslüman,
yanlışların karşısında aktivite gösterecek, söz söyleyecek, ikaz edecek ki, kötüler de hatâsını
anlasın, düzeltsin. O çalışmayı yapmak lâzım!..

 
Bugün 554 ziyaretçi (753 klik) kişi burdaydı!

Dizin100.com Site Ekle arama motoru - arasana.com - arama motorları mırc
hitalver
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol