İslam, Hümanizm,Demokrasi
İSLAMÎ EMİRLER VE HÜMANİZM
Allah-u Teala bizlere bir sey emretmişse (farz) o insanların faydalarına olduğu için emretmiştir. Allah-u Teala bir seyi yasak etmişse (haram) o insanlara zararlı olduğu için yasaklamıştır. Allah-u Teala yararlı olan şeyleri emreder (farz) zararlı olan şeyleri (haram) yasaklar.
Emir <-----> Yarar
Yasak <-----> Zarar
EMIR(FARZ ) = YARAR, FAYDA
Kurban : Kesilen hayvanın belli bir bölümü
fakirlere dağıtılır.
Abdest : Maddi temizlik yaninda vucudun
negatif enerjiden de kurtulmasini saglar
Bayram : Dargınların barışma günü
Namaz : Biyolojik ve fizyolojik bir çok faydalari vardır.
Oruç : Biyolojik faydalarindan dolayı gayri müslim
doktorlarca da tavsiye edilmektedir.
Cuma : Zengin , fakir tüm müminlerin bir olduklari,
ayni yerde oturup, kul oldukları bilinci ile alınlarını
secdeye koyduklari gün, Sınıf ayrımının sonu.
Zekat : Zengin olanin fakir insanlara verdigi emanet.
Hac : Dünya müslümanlarinin kaynaşma ayı.Irk-sın
ayırımının kalktığı an.
Anne : Senede bir gün degil her an ayağının altında cennet bulunan insan.
Selamlasma : İki insanın karşılıklı barış huzur temenni ettiği mesaj emanet.
Oku : Medeni-aydın olmanın ilk şartı
YASAK (HARAM ) = ZARAR,KÖTÜ
Içki : Kaza, hırsızlık, cinayet, tecavüze son
Cinayet ,intihar: Can'a saldırıya son
Kumar : Ailenin dağılmasına, intihar,bunalıma son
Domuz Eti : Kansorejen madde, aşırı yağa, trişe son.
Dedikodu, Yalan:Toplum huzurunu birligini bozmaya son.
Hırsızlık : Kul, insan hakkını gasba son
KUR’AN’DAKI KONULAR
-İMAN: Allah, melek, cin, ruh.... iman
-AHLÂK: Namus, temizlik, ahlâk, dürüstlük...
İBADET: Namaz, zikir, tesettür....
-KAMU HUKUKU: Liyâkat,ehliyet,şûra,adalet...emir,faiz,içki, rüsvet....yasak
-CEZA HUKUKU: Hırsızlık, zina, iftira, içki....cezaları....
Isl İslami emirler insanların dünya ahiret mutluluğunu, Islâmiyet’in yasakları da dünya ve ahirette huzur ve rahata engel olacak seylerin ortadan kaldirilmasini amaçlar. İslami emirler ve yasaklar, dünya ve ahiret mutluluğu beş esasi korumaya yönelik maddeler manzumesidir. İslam bu beş esasi (din, can, mal, akil, nesil) korumakla hem dünya, hem ahiret mutlulğunu amaçlar.
1-) DİNİN KORUNMASI : İmanla ilgili ( Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, Ahiret gününe kula kul degil, tüm kullar önünde, sadece Allah’a boyun eğmeyi, böylece tüm insanlari öncelikle kul olmada eşit hale getirmeyi amaçlar. Kullar daha sonra kendi aralarında, Allah’a karşı yakınlıkları ile birbirinden ayrilirlar. Her kul peygamberi örnek alır. Kitaplar sayesinde, hayırlı fiilleri ve uzak durmasi gereken fiilleri insan öğrenir. Ahiret günü, her davranışın karşılığının alinacağının bilincine ulaşılmasını hedefler. Melekler her an kötülükten uzak durmamiz için görünmez şahitler gibidirler...
Kadere iman kuruntudan, endişeden uzak, tedbiri aldiktan sonraki tevekkülün rahatlığını insana yaşatmayı amaçlar.
Her türlü ibadet ve ahlaki emirlerin insanın hayatindaki olumlu etkileri yerli, yabanci tüm araştırmacıların vardığı ortak sonuçlardir.
2-) CANIN KORUNMASI : Adam öldürmenin yasak olmasi, kısasın amacı, kan davasının ve intiharın yasaklanması, bedeni - ruhi tedaviye önem verilmesi, Islâm’da çocuk, kadın, bitki, hayvan ... haklarının tek tek belirlenmesi, zimmilerin (Islam Devletinde yaşayan gayri müslimlerin) haklarinin açiklanmasi... Hep canin korunmasina yönelik konulardır.
3-) AKLIN KORUNMASI : Uyuşturucu, alkollü içki, sarhoşluk veren maddelerin sigara, hurafe, zihni körelten tüm konuların... yasaklanması aklı korumaya yönelik yasaklardır. Ayrıca islam " OKU " 'mayi, araştırmayı tesvik eder.
4-) NESLİN KORUNMASI : Aile hayatının korunması, evliliği teşvik, ahlaka verilen önem...zina,fuhuşun yasaklanması... neslin korunmasını amaçlar.
5-) MALIN KORUNMASI : İslam sanat, ticaret, çiftçilik, hayvancılığı... teşvik eder. Hırsı,kıskançlığı, hilekarlığı, rüşveti, faizi, kumari, israfı. yasaklar. Amaç malın korunmasıdır.İslam; seçim, istişare, işi ehline verme, ilme verilen önem... dışında can, mal, namus, akıl, dine önem vermekle tüm dünyevi ve ahlaki-uhrevi düşünce sistemlerinin üstündedir.
İslâm’a göre tüm kadınlar üçe ayrılır. Kadın bir müslüman erkeğin ya annesi, ya eşi yada bacı-kiz kardeşidir. Yani eşi ve annesi dışında tüm Müslüman kadınlar, bir Müslüman erkeğin (dini açıdan) kız kardeşidir.
İslam açısından “ademoğlu” dörde ayrılır :
Ya akraba, ya komşu, ya Müslüman yada insandır. (İnsani vasfını kaybetmiş,esfele safilin olan edaller hariç ...).
Kısaca, Hz. Ali’nin dediği gibi insanlar ya fıtratta (tüm insanlar Hz. Adem’den gelmiştir. ) yada dinde (tüm mü’minler kardeştir prensibi gereğince) kardeştirler. İslam bir erkeği, zorda kalan bir kaıina en azından ( annesi ve eşi değilseler) kız kardeşi gözü ile bakıp yardım etmeye çağırır. Bir “kulu”, zorda kalan diğerlerine yardım etmesi için İslam ona şu çerçeve ile olaylara bakmasını emreder: O senin ya akrabandır ya komşun ya dindaşın ( Müslüman kardeşin) yada insan olma yönünden ( insanlık yönünden ) fitraten kardeşindir, yeter ki insan olma vasfını, özelliklerini üzerinde barındırsın- o insana yardim et.
NOT : Emir ve yasaklar Allah rızası için yapılır .Maddi ve manevi faydalari Allah rızasının peşinden zaten gelir . Aksine maddi menfaat için yapilan işte belli maddi çikar elde edilir ama Allah rızası asla. Bunun sonucu da ahirette hüsran olur.
NOT : Ülkemiz Müslümanları dinimiz İslâmiyet’i her yönüyle yaşamamaktadır. Pek çok yönüyle sorunlar içinde olan ülkemizin sistemini eksikte olsa yaşanan bu İslamiyet ayakta tutmaktadır. PKK ya karşı İslam kardeşliği formülü uygulanirken batidaki ahlaki ve ailevi çöküntünün ülkemizde olmamasının sebebi bizdeki aile bağlarının sıkı olmasına ( İslâm’daki komşu hakkı, namusa verilen önem, yardımlaşma ve zekat... ) bağlanmaktadır. Ramazanda polisiye olayların büyük oranda azaldığı da istatistiki bir gerçektir.
İSLÂM ve DEMOKRASIİ
İslam da idare biçimi yoktur, idare ölçüleri vardır, hangi idare o ölçülere ölçülere uyarsa ( ki o ölçü kuralların hepsi insanlığın yararına – faydasınadır) o idare islami idare ,o devlet islami devlet olmus olur.
Seçim (Hz.Ebu Bekir'in seçimi....) özgürlük ( bes temel haktan biri olan “din-vicdan özgürlügü –Mekke'nin , Istanbulun fethi...,başkasının özgürlük sınırına kadar olan özgürlük) insan hakları (can,mal, nama, akıl, din-vicdan (düşünce) emniyeti), hukukun üstünlüğü (“Kızım Fatıma bile olsa onada ceza veririm” diyen Hz Resul,insanlığa peygamber kızı bile olsa adam kayırmacılığın olmadığı, hukukun üstün tutulduğu bir sisteme isaret etmekdir) düsünce özgürlügü ("Dinde zorlama yoktur-
Sizin yasam tarzınız size, Bizim ki bize..." diyen kur'an ile , 1000 sene islam hukuku ile -Selçuklu ve Osmanlılarda - yönetilen anadoluda hala hristiyan, Yezidi , Zerdüst... varsa ; bunlar islamda var olan düsünce özgürlügünün doğal sonuçlarıdır. Yoksa aynı topraklara 1000 sene hristiyan, sosyalist... bir iktidar hakim olsaydı sonuç aynımı olurdu?) Bu kavramlar islama asla yabanci degildir.......
Kısaca demokrasi islamın ölçülerine uygun , islami sınırlar içinde olan bir idare biçimidir. Fakat islam demokraside olmayan, demokrasiden daha üstün özellik- kurallari de bünyesinde barındırır: Islamda demokraside olmayan aklın, namusuna.....korunması ,islamda vardır (islamda içki, zina ,genelev...yoktur,yasaktır.)Islam aklı namusu malı (faizi yasaklayarak)koruyacak kurallar koyarak demokrasiye fark atmış, demokrasi islama göre bir numara küçük duruma düsmüş olmaktadır.
Temelde tüm insanlar için ( Müslüman , kafir, ateist...farketmez... ) 5 esasın korunması esastır ve altı çizilmelidir ki AKLI koruma altına almayı hedefleyen baska hiçbir sistem-rejim yoktur.Demokrasinin bir üst seviyesi Islam’dir.
Çok özet bir anlatımla : İSLAMİ SİSTEM = DEMOKRASİ + BES ESAS
İSLAM VE CUMHURIYET
. ... Müslümanlarin ilk devlet yöneticileri raşid halifeler cumhuri yönetim seklinin baslangicini yapmislardir. Kur'an–i Kerim 'in istisareyi( Sura ‘ yi ) emreden ayeti cumhuri yönetimin uygunluguna isaret eder. Dört büyük halifeden ihtilalle basa gelmemislerdir. Hiçbiri digerinin akrabasi degildir. Babadan ogula yönetim devir teslimi söz konusu olmamistir. Hepsi de kendileri istemeksizin halkin istek, hatta israri üzerine görev almislardir.
Halife Hz. Ömer'in, son anlarinda oglunu yerine tayin etmesi teklifleri üzerine verdigi cevap meshurdur: – Bir evden bir kurban yeter! Sorumluluk duygusunu gösteren saheser bir cevaptir bu. Devlet baskanligini kendini kurban etmekle es tutan bir mesuliyet anlayisi... Cumhuriyetle bagdasmayan baski ve dayatmalari protesto eden dindarlari, cumhuriyet karsiti olarak göstermek yanlistir, maksatlidir. Evet, dindar insanlar cumhuriyet düsmani olmazlar. Hatta onlarin cumhuriyet anlayisi, yetmis sekiz yillik gibi kisa bir geçmise degil belki bin dört yüz yillik gibi tarihi bir köke de sahiptir.
Ilk dört büyük halifenin icraati ve uygulamalarini bir bakima cumhuri bir yönetim sekli olarak yorumlayan insanlari nasil cumhuriyet karsiti olarak takdim edeceksiniz? Bunda haklilik payi bulunabilir mi? Isterseniz asr–i saadetteki cumhuriyetçi uygulamalardan bazi örnekler sunalim. Bakalim bugünkü anlayisa çok mu ters düsecek, fazla mi yanlis görülecek! Yoksa bizim hedefimizdeki cumhuriyet uygulamasi da budur; ama henüz varamamis, aynina muktedir olamamisiz mi denecek?
Halife Hazret–i Ömer bir ara halka hitap ederken söyle bir istekte bulunur: – Ey insanlar beni dinleyin ve itaat edin! Halktan biri ayaga kalkar ve sert muhalefetini söyle ilan eder: – Seni dinlemiyor ve itaat da etmiyoruz. Sirtindaki tam kat elbisenin hesabini vermedikçe. Sunu ilave eder sözlerine: – Dagittigin kumastan bize yarim kat elbise ancak olurken nasil oluyor da senin üzerinde tam kat elbise görüyoruz? Halifenin buna cevabi sudur: –
Oglum Abdurrahman, bunun cevabini sen ver. Abdurrahman ayaga kalkar ve söyle açiklar durumu: – Babama da sizin gibi yarim kat elbiselik kumas düstü. Ancak yabanci elçilerin yanina çikiyor diye kendi hissem olan kumasi da babama verdim. O yüzden bir kat elbiselik kumas var babamin üzerinde. Itirazci adamin cevabi duyulur tekrar: – Simdi dinliyor ve itaat ediyoruz. Buyur ne buyuracaksan!
Siz söyleyin, cumhuriyet halkin yönetimden hesap sordugu bir rejimin adi degil midir?? Bugün de böyle bir örnek görmeyi istemiyor muyuz? Varirsak bu örnege varacak, aynini icra edecek degil miyiz? Hal böyle iken kim dindarlari cumhuriyete karsi göstermeye yeltenebilir?
Medine'de zeytinyagi sikintisi çekilmektedir. Bu yüzden devlet baskani Hz. Ömer, disaridan getirttigi zeytinyagini sehrin meydaninda halka bizzat nezaret ederek dagitmaktadir. Bu sirada yakinlarindan biri yaklasip halifenin kulagina bir seyler fisildar. Hiddetlenen halifenin akrabasina cevabi herkesin duyacagi sertliktedir: – Sana düsen, halktan biri gibi siraya girmek, siran gelince hisseni almaktir.
Halifenin yakinligina güvenerek herkesten öne geçemezsin. Benden sonra gelecek yöneticilere, akrabalarini kayirdi seklinde kötü bir örnegi veremem. Dur yerinde. Bekle sirani! Ve halifenin yakini dogruca kuyruga girer; ancak sirasi gelince hissesini alir, bir kayirma asla söz konusu olmaz.
Bugün bunlar çok mu kötü örnekler, fazla mi yanlis misaller? Devletin imkanlarinin eline geçirenler mutlaka: – Devlet mali deniz, yemeyen ise falan.. mi demeliler? Cumhuriyetin geregi hangisi? Kimler kimleri cumhuriyet karsiti olarak göstermeye yelteniyorlar desek yanlis mi olur? ( AHMET SAHIN ‘in 31.10.2001 tarihli Zaman ‘daki yazısı)
ISLAM ÜSTÜNDÜR ONUN ÜSTÜNDE BIRSEY YOKTUR
SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK OLUR MU ?
EMNİYETİN BİR İSTATİSTİĞİ ;
TRAFİK KAZALARININ %61’İ
GENEL SUÇLARIN %85’İ
TECAVÜZLERİN % 50’Sİ
EŞİNİ DÖVENLERİN %70’İ
İŞE GİTMEYENLERİN %60’I
CİNAYETLERİN %85’İ
ŞİDDET OLAYLARININ %50’Sİ
GENEL TUTUKLAMALARIN %50’Sİ
AKIL HASTANELERİNE YATANLARIN %40’I İÇKİ YÜZÜNDEN OLMAKTADIR .
İNSAN NE KADAR EĞİTİMLİ OLURSA OLSUN , İNSANDA NEFİS , EGO ,ŞEHVET ...VARDIR.SARHOŞ BİR EĞİTİMLİ İNSANIN TAVIRLARI İLE CAHİL BİR SARHOŞUN TAVIRLARI ARASINDA HİÇ BİR FARK YOKTUR.YANİ SARHOŞLUK EĞİTİMİ SIFIRA İNDİRMEKTEDİR!NEFİS-EGO ASLA , TAMAMEN YOK EDİLEMEZ.AVRUPA-ABD GİBİ ÜLKELERDE EŞİNİ DÖVME , CİNSEL SAPIKLIK ,İÇKİ ,ZİNA,UYUŞTURUCU GİBİ OLAYLARIN ORANI EĞİTİMLİ , PROF.,AVUKAT ,...GİBİ İNSANLAR İLE CAHİL İNSANLAR ARASINDA AYNI OLDUĞU ARAŞTIRMALAR SONUCU ORTAYA ÇIKMIŞTIR.ÇÜNKÜ HER İKİ GRUPTA DA NEFİS , EGO VARDIR.TEK FARK NEFSİNİ EĞİTMEMİŞ BU GRUPLARIN BU OLAYLARI YAPMADAKİ KALİTE FARKIDIR , ZENGİN KOKAİN İÇERKEN FAKİR BALİ ...ÇEKMEKTEDİR.
İNSANIN TANIMINI TAM VE DOĞRU YAPMALIYIZ.İNSAN FİLOZOFLARA GÖRE “ KONUŞAN-DÜŞÜNEN HAYVAN.” , BİYOLOGLARA GÖRE “ OMURGALI MEMELİ HAYVAN.” ...TÜM BU TANIMLAR DOĞRU TARAFLARI OLAN EKSİK TANIMLARDIR.İNSAN , “MELEKTE OLABİLME , HAYVANDAN DA AŞAĞI OLUP ŞEYTANLAŞABİLME YETENEĞİNE SAHİP AKILLI CANLIDIR.” BU TANIMDAN HAREKET EDERSEK , İNSANIN MELEKÎ YÖNÜNÜN ÖNÜNÜ AÇIP ŞEYTANÎ YÖNÜNÜN ÖNÜNÜ KAPATMAK GEREKLİDİR.BU İSE İYİLİĞİ ( AHLAKI ,TEMİZLİĞİ ,DÜRÜSTLÜĞÜ ,NAMUSU ...) TEŞVİK EDİP , KÖTÜLÜĞE ( AHLAKSIZLIK ,KADIN SÖMÜRÜSÜ ,İÇKİ ,KUMAR,FAİZE...) ENGEL OLMAKLA MÜMKÜN OLABİLMEKTEDİR.
ÖZGÜRLÜK BAŞKASININ HAKKININ BAŞLADIĞI YERDE BİTER .O HALDE ÖZGÜRLÜĞÜN DE BİR SINIRI VARDIR.YOKSA BAŞKASINI RAHATSIZ EDECEK KADAR SESLİ MÜZİK DİNLEMEYE KİMSENİN HAKKI YOKTUR ....
TÜM İNSANLAR EĞİTİLSE BİLE İÇKİ SERBEST İSE , KUMAR –FAİZ SERBEST İSE , FUHUŞ , KADIN SÖMÜRÜSÜ ...SERBEST İSE ; SARHOŞ , AÇ ,SAPIK İNSANLARIN MADDİ EĞİTİMDEN GEÇMELERİ KÖTÜLÜĞE ASLA ENGEL OLMAZ.
SINIRLI ENGELLEME VE İYİLİĞİN TEŞVİKİ İLE İDEAL TOPLUM OLUŞTURULABİLİR . AKSİNİ SAVUNMAK İDEALİZMDEN DE ÖTE ÜTOPİK OLAN AMA ASLA REALİST OLMAYAN BİR TEORİ İLE “ SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK “ İLE SADECE ŞEYTANLAŞAN İNSANLAR ELDE EDİLİR VE SATANİST , SAPIK , ALKOLİK ,UYUŞTURUCU MÜBTELASI , HUZURSUZ VE TATMİNSİZ İNTEHARA VE AŞIRI EYLEMLERE TEMAYÜLÜ OLAN BİR TOPLUM OLUŞUR.
İSLAM'A GÖRE HÜRRİYET :KENDİNE DE , BAŞKALARINA DA ZARAR VERMEDEN İSTEDİĞİNİ YAPMA ÖZGÜRLÜĞÜDÜR.YANİ İÇKİ,UYUŞTURUCU HÜRRİYET KAPSAMINA GİRMEZ İSLAM'DA.KİMSE KENDİNE VE BAŞKASINA ZARAR VERMEYİ İYİ OLARAK NİTELEMEZ HERHALDE..